İnsan ve Teknik: Yaşam Felsefesine Bir Katkı

0 out of 5

180,00 126,00

Spengler, insanın kendi iradesiyle yön verdiği, güç istenciyle yarattığı; teknik, yöntem veya eylemlerin ardında hareket eden büyük olay katmanlarını işaretliyor. Spekülatif bir tarih felsefesine rağmen, dile getirdiklerinin adım adım gerçekleşmesiyle bir kâhin gibi karşımızda duran Alman filozof, dünyaya sırtını dönmüş fildişi kuledekilerin aksine, büyük bir tutkuyla, tarihsel morfolojisindeki bulgularının politik sahada da kendine yer bulabilmesinde ısrarcı davranıyor. “Tekniğin özü nedir?” sorusuna cevap ararken; Faustçu kültürün izlerini aşındırıyor, kullandıkları hayat taktiklerine atıfla insan ve hayvan arasındaki sınırları belirsizleştiriyor, birey ve tür olmak arasındaki gerilimin ortasında kalan bir “yırtıcının” trajik serüvenini anlatıyor.

Kitaptan Bir Bölüm Oku

  • Yazar: Oswald Spengler
  • Başlık: İnsan ve Teknik : Yaşam Felsefesine Bir Katkı
  • Kitabın Özgün Adı: Der Mensch und die Technik: Beitrag zu einer Philosophie des Lebens (1931)
  • ISBN: 978-605-71065-4-4
  • Almanca Aslından Çeviren: Mehmet Göçmen
  • Editör: Talha Dereci
  • Takdim: Özgür Taburoğlu
  • Dizi Kapak Tasarımı: Esen Karol
  • Kapak Resmi: John Perry Newell, Lazell, Perkins & Co., Bridgewater, Mass., 1859-1860, National Gallery of Art, Corcoran Collection (Museum Purchase, Mary E. Maxwell Fund)
  • Sayfa Tasarımı: Turgut Üneli
  • Son Okuma: Gazi Tuğrul Ertuğrul
  • Sayfa Sayısı: 84
  • Kitap Boyutları: 13,5 x 21 cm.
  • Basım Tarihi: Haziran 2022 [1. Basım]
  • Dizi Bilgisi: Akademim – 005 | Felsefe – 001

Açıklama

Oswald Arnold Gottfried Spengler; tarih felsefesi, kültür tarihi ve kültür felsefesi alanlarında çalışmış Alman tarihçi ve filozof. Yunanca, Latince, matematik ve fen bilimleri alanlarında eğitim gördü. Sanata, özellikle de şiir, tiyatro ve müziğe olan eğilimini geliştirdi. Sonraki yıllarda, Alman tarihi ve matematik öğretmenliği yaptı. Herakleitos felsefesi hakkındaki teziyle doktora derecesini aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, yayımladığı Batı’nın Çöküşü üzerine çalıştı. Bu eseri, iki savaş arası dönemin çok satanlarından olurken kendisi de Weimar Cumhuriyeti’nin tanınmış entelektüellerinden biri hâline geldi. Onun tarih görüşü, insan kültürlerinin ve medeniyetlerinin; her biri sınırlı, öngörülebilir ve deterministik bir ömre sahip biyolojik varlıklara benzediğini varsayar. Tarihsel olguları mutlak bir tinin rasyonel olarak kavranabilir etkileri olarak yorumlayan Hegel’in aksine, Spengler bu olguları; yaşamın gizeminin kaderci, rasyonel olarak kavranamaz etkileri olarak değerlendirmiştir. Deneyimi, bilincin ve düşüncenin temeli olarak tanımlayan Spengler, bu varsayımla, hâkim olan idealist felsefe geleneğinden ayrılmıştır. Antisemitizm ve öjeni politikalarını eleştirmesi ve açıkça bunlara karşı çıkmasının ardından kitapları Naziler tarafından yasaklanmıştır. Irk mistisizmi kendi dünya görüşünde önemli bir rol oynarken, Spengler her zaman Nazilerin ve dönemindeki diğer pek çok kişinin savunduğu ırk teorilerinin açık sözlü bir eleştirmeni olmuş ve Hitler’in iktidara yükselişi sırasında ve sonrasında görüşlerini değiştirme eğiliminde olmamıştır. Spengler son yıllarını Münih’te Beethoven dinleyerek, Molière ve Shakespeare okuyarak, birkaç bin kitap satın alarak ve eski Türk, İran ve Hint silahlarını toplayarak, Harz dağlarına ve İtalya’ya geziler yaparak geçirmiş ve 1936’da elli altıncı yaş gününden üç hafta önce Münih’te kalp krizinden ölmüştür. Spengler’in bazı çalışmaları şu şekildedir: Der metaphysische Grundgedanke der heraklitischen Philosophie, Der Untergang des Abendlandes, Preußentum und Sozialismus, Neubau des Deutschen Reiches, Der Mensch und die Technik ve Jahre der Entscheidung.

Hoşunuza gidebilir…